İsrail Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü’nde de Dokunulmazlık Statüsünü Koruyor
Abluka altındaki Gazze’ye saldırılarını sürdüren ve son bir ayda 38 basın mensubunu öldüren İsrail, Birleşmiş Milletlerin (BM) “2 Kasım Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü”nde de bu suçlar karşısında “dokunulmaz statüsünü” koruyor.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs ile abluka altındaki Gazze Şeridi’nde görev yapan gazeteciler, İsrail baskı ve saldırıları nedeniyle zor şartlar altında görevlerini yapmaya çalışıyor.
Gazetecilere Karşı Suçlarda Cezasızlıkla Mücadele Uluslararası Günü olan 2 Kasım’da da Gazze’de gazetecilerin canına kasteden saldırılar ve tacizler sürüyor. Filistin’deki yerli ve yabancı medya kuruluşlarında çalışan gazeteciler “kasıtlı” ihlallere maruz kalıyor.
BM, dünya genelinde gazetecilere şiddeti önlemeye, faillerden hesap sormaya çağırırken, Batı Şeria ve Gazze’de kamuoyunu bilgilendirdikleri ya da görüntü aldıkları sırada çok sayıda gazeteci ölüm ve yaralanmayla karşılaşabiliyor.
İsrail, Filistin’de görevi başında hedef aldığı gazetecilere karşı işlediği suçlarda “dokunulmazlık” statüsünde, hesap vermeden saldırı ve baskınlarını sürdürüyor.
İsrail’in son dönemde Gazze’ye yönelik bombardımanının başladığı, 7 Ekim’den bu yana yine çok sayıda gazeteci saldırıların hedefi oldu.
Filistin Gazeteciler Sendikasından 1 Kasım’da yapılan açıklamada, bu dönemde İsrail saldırıları sonucu 25 Filistinli gazeteci ve 13 medya çalışanının hayatını kaybettiği duyuruldu.
Bu sürede en az 35 gazetecinin evi bombardımana maruz kalırken, basın mensuplarının onlarca yakını yaşamını yitirdi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İsrail-Filistin çatışmasında, Filistinli gazetecilere karşı işlenen savaş suçlarının soruşturulması için Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) başvuru yaptı.
RSF, Gazze’deki 50’den fazla medya kuruluşu yerleşkesinin “kasıtlı olarak, kısmen ya da tamamen” tahrip edildiğini açıkladı.
“Sistemli bir siyaset” güderek Filistinli gazetecileri hedef alan İsrail ordusu, 2000 yılından, bu yıl yoğun saldırılarının başladığı 7 Ekim’e kadar 55 Filistinli basın mensubunu öldürdü. Böylece son 23 yılda, 93 medya mensubu İsrail saldırıları sonucu hayatını kaybetti.
İsrail’in öldürdüğü Al Jazeera muhabiri Şirin Ebu Akile’nin faili hala cezalandırılmadı
Katar merkezli Al Jazeera televizyonunun deneyimli muhabiri ABD vatandaşı Filistinli Şirin Ebu Akile (51), İsrail güçlerinin 11 Mayıs 2022’de Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği baskını takip ettiği sırada, İsrail askerlerinin açtığı ateşle öldü.
Görevini yaptığı sırada ve üzerinde “basın” yazılı çelik yelek giydiği halde Ebu Akile’nin İsrail askerleri tarafından gerçek mermiyle başından vurularak öldürülmesi uluslararası tepkilere neden oldu.
BM’nin de aralarında olduğu çok sayıda uluslararası kurumun soruşturma ve incelemelerinin vardığı sonuç, ABD vatandaşı Ebu Akile’nin İsrail askerlerince hedef alınarak öldürüldüğünü ortaya koydu.
Olayda sorumluluğunu defalarca inkar eden ve Filistinli silahlı grupları suçlamaya çalışan İsrail ordusu, uluslararası tepkilerin ardından 5 Eylül 2022’de yayımladığı nihai raporunda, Ebu Akile’nin “yanlışlıkla İsrail ordusunun ateşiyle öldürülmüş olma olasılığının yüksek olduğunu” duyurdu.
Gazeteci Ebu Akile’nin görev başında ve üzerinde “Press” (Basın) yazılı çelik yelek giydiği halde İsrail askerleri tarafından öldürülmesi ABD Kongresindeki Demokratların tepkisini çekerken, milletvekilleri Joe Biden yönetimine İsrail’den hesap sorulması yönünde baskı yaptı.
Bunun üzerine ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Kasım 2022’de ABD vatandaşı Filistinli gazetecinin cinayetini soruşturacağını açıkladı.
İsrail’in Filistinli gazeteciyi öldürmesinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen faili hala cezalandırılmadı.
Şirin’in abisi Anton Ebu Akile, geçen ay yaptığı açıklamada, ABD Adalet Bakanlığının olaya dair soruşturmasının devam ettiğini ve ailenin bu soruşturmanın da BM incelemesiyle aynı olacağından umutlu olduğunu dile getirmişti.
Anton Ebu Akile, uluslararası toplumun bu raporu ciddiye alacağını ve İsrail tarafına baskı yapmaya başlayacağını umduklarını söylemişti.